kafamızın içindeki şüphe tohumları

Çatışma, elinde birer avuç ‘şüphe’ tohumuyla birbirine çok yakın ama keskin bir sınırla ayrılan bahçelerde bitki yetiştirip, her bireyin/ topluluğun komşu bahçeye göre üstün olma arzusuyla ego tatmin etme niyetinin dışavurumudur. Ve ‘şüphe’ tohumuyla işe başlayan hiç kimse, komşu bahçeyi ‘güzel’ bulamaz. Çünkü ‘şüphe tohumları’ kimyası gereği ‘güzellik’ten bağımsızdır. Şüphe, tek taraflı bir ideolojinin ürünü olduğundan ve güzellik anlayışı, aksine mümkün olduğunca farklı ideolojilerin sentezi olduğundan birbirinden ayrılır; ki böyle olmak zorundadır, zira güzellik anlayışını tek başına, her şeyden bağımsız, kökten kurgulama egilimi, ‘önyargı’nın tanımını oluşturur. Bu da, kendi ideolojisini savunma ihtiyacından ileri geldiği için, çatışmayı gerektirecektir. Bu yüzden bir şeyin ‘güzel' olduğunu savunacaksak genelde ılımlı olmayı yani ‘sentetik’ yolu tercih ederiz. Şayet ‘doğru’ olduğunu savunacaksak, kurgularımıza birtakım bireysel şüphe ve önyargılarımızdan eklemek durumunda kalırız. Doğru olduğunu savunmak, bir çatışma gerektirir, ideolojik duvarlar örüp, karşıt şüphelere karşı savunma gerektirir. Güzel olanı savunmak, ortak bir görüşe muhtaçtır, bunun özlemiyle kurgulamaktır her şeyi. Oysa doğru olanı savunmak, empoze etme niyetiyle başlar yola genelde. Karşıt fikirlerın ortalama analizini çıkarmak değil de, tek yönlü ve direkt bir dikta vardır o arzunun altında. Yani neyi savunduğumuza göre degişir. Elimizde ne tohumu var; ona göre, ya tekillikten yola çıkarak çatışmaya, ya da sentezden yola çıkıp tekilliğe gitmek gibi iki şıktan birini seçmektir mesele.

7 yorum:

  1. Dostum, söze bir yerden girip iki kelam edeyim diyorum, ama sonra bunun senin söylediklerini yenilemekten başka bir işe yaramayacağını fark edip geri çekiliyorum. Bu seferlik bu geri çekilişimi dile getireyim dedim.

    Hazır bir şeyleri dile getirmişken, seninle aynı çağda yaşadığım için onur duyduğumu da tekrar belirteyim.

    Sevgiler, saygılar.

    YanıtlaSil
  2. Çatışmalardan yeni fikirler doğar.

    YanıtlaSil
  3. Hayyam, dostum; senin özgün fikirlerine ve yorumlarına ne kadar değer verdiğimi biliyorsun; onlara gerçekten ihtiyacım olduğunu da bilmelisin. Çünkü beni, benim gibi anlıyorsun; bu çok önemli.

    YanıtlaSil
  4. yazının niteliğiyle bağımsız bir yorum yapmak istedim;

    blog benim çok hoşuma gidiyor, herkes farklı telden ve iyi çalıyor. yazarak bu konuda çok aşama kaydettiğimizi görmek mutlu edici, siz ne dersiniz bilmiyorum. ayrıca neredeyse tüm yazıları beğenerek okuyor ve okurken de düşüncelere dalıyorum.

    YanıtlaSil
  5. Bu konuda kesinlikle sana katılıyorum dostum.

    Öncelikle benim açımdan düzenli bir yazı yazma alışkanlığı oldu diyebilirim. Bu da oldukça önemli.

    Bundan daha da önemlisi, iyi iş yaptığımızı düşünüyorum. Memnun ve mutluyum.

    YanıtlaSil
  6. Hayyam, sana katılıyorum; bende şu aylaklıktan gelen tembel ruhun da etkisiyle yazı yazma alışkanlığı yoktu. Bu blog sayesinde hem yazmaktan keyif alıyorum, hem de bunları paylaşmanın hazzını yaşıyorum. Burada olmak iyi hissettiriyor; bu da daha iyi yazma hırsı kazandırıyor.

    YanıtlaSil
  7. Mert, tabii ki bu noktada sana teşekkür ediyorum. Aylak yazılarıma ev sahipliği yaparak onları ıssız kalmaktan kurtardın.

    YanıtlaSil