rastgele kesitler. üç.

Telefonumu elimden düşürmüş ve kapının yanında, yatağımın önünde, televizyon sehpamın tam karşısında öylece kalakalmış ve istemli bir şekilde olmasa da kitaplığımın yanındaki çöp kovasına bakmaya başlamıştım. Çöpler. Lanet olası çöpler kovayı ağzına kadar doldurmuştu. Acaba onlardan bir farkım var mıydı? O an olmadığını düşündüm. O an dünyanın geri kalanının baktığım çöplerden hiçbir farkı olmadığını düşündüm. Hepsi kendi hayatları müddetince başkaları tarafından kullanılmış zavallılardı ve oyunun sonunda da tıpkı orada gördüğüm çöpler gibi bir çöp konteynırını boylamayı bekliyorlardı. O an eğer varsa hayatın anlamını kafamda daha iyi oturtabilmiştim sanırım; hayat dediğimiz şey lanet bir oyundu; iki santimlik bir delikten girip, en iyi ihtimalle iki metrelik bir delikten çıkacağımız bir oyundu. Bizlerde o delik büyüdükçe kendimizi büyümüş sayan aptal oyunculardık. Aptaldık. Katıksız aptallardık ama ben? Ben o aptal olan herkesten daha da aptaldım; çünkü bir kızın ölümüne sebebiyet vermiş olabilirdim. Söylediklerimle yapmış olabilirdim bunu, söylemediklerimle ya da söyleyemediklerimle, onu hayatımdan çıkararak. Oysa onu hayatımdan sonsuza dek çıkaracağımı bilseydim acaba bunu yapar mıydım? Yapardım. Eminim ki yapardım. Boktan bir karakteri olan, bencil biriydim ben. Vicdanım bencilliğimi örtüyor gibi görünse de, onu perçinlemekten başka hiçbir halta yaramıyordu. Bencildim. Kendim dışında hiçbir şeyi gerçek anlamda önemsemeyecek kadar bencil bir orospu çocuğuydum. “Allah’ım” dedim içimden “umarım en kısa zamanda ölürüm.”

1 yorum:

  1. Jilet istiyorum çok damar olmuş :) seni tanımıyorum ama kendini bu kadar hırpalama derim

    YanıtlaSil