Nereye? Oraya!

-Nereye gidelim?
-Bilmem sen söyle?
-Kalabalık mı olsun, yoksa sakin mi?
-Sen olduktan sonra önemli değil bunlar.
-O zaman eve gidelim.
-Tamam kimin evine gidelim?
-Benim eve gidelim.
-Neden?
-Daha iyi bir fikrin var mı?
-Hayır yok.
-O zaman bana gidiyoruz.
-Daha iyi bir fikrim yok dedim, fikrim yok demedim!
-E o zaman söyle?
-Arabayla gezelim.
-Nereyi?
-Her yeri.
-Peki her yer neresi?
-Orası, burası, şurası.
-Orasını biliyor musun?
-Hayır ama gidince biliyor olacağız, gitmeden bilemeyiz değil mi?
-Haklısın.
-Haklı olmasam zaten söylemezdim.
-Söylerdin.
-Söylemezdim.
-Söylerdin haksızım derdin.
-Ah evet haklısın.
-Evet nereye gidiyorduk.
-Her yere!
-Oraya?
-Önce arabaya!
-Benim yolum yol değil, sen bana yolumu tarif eder misin?
-Yanında olduğum her zaman, senin yolun benim yolum değil.
-Nasıl yani? Güzel bir şey söyleyeceksin sanmıştım.
-Gelecek, sabırlı ol. Her yer bizim yolumuz. Olmadı, bize yol açarız. Ya da bir yolunu buluruz işte. Gerçi biz kavramını sevmem. Sen sen olduğun için, ben de ben olduğum için yürürüz birlikte.
-Harikasın sevgilim.
-Sen de öylesin, bir öylesin bir böylesin dün de kızıyordun bana!
-Düne bakma ne varsa bugünde var.
-Peki hadi gidelim o zaman.
-Gidelim. Araba nerede?
-Orada.
-Nerede göremiyorum?
-Gitmeden bilemezsin değil mi?
-Gel kaçma buraya, gellll...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder