Sevgilinin Koltuk Altı Kokusu

1 kg mandalina yiyip ardından, kalıp kalıp sepet peyniri yiyebilen bir arkadaşım var. Eski köy nehirlerinde ve mücavir alan dışında kalan yerlerde bulunan değirmenlerdeki taş gibi kocaman da götü var. Aslında birbirimizi hiç sevmiyoruz. Mesela o radiohead dinlemeyi bir şeyler sanan ve sanmakla kalan biri, bence jay jay johanson daha iyi. Aramızda anlaşma yapıp nihilist olmaya karar vermiştik en son. Ancak meme ucu, göğüs çatalı gibi dışavurumlarla bunu başaramayacağımızı anlayınca hemen vazgeçip makyevelist olduk.

Artık ikimiz ortalığın amına koyuyoruz. İstediğimiz her şeyi elde etmek için her şeyi son nefesine kadar kullanıyoruz. Nefes almayan canlılardan bile medet umduğumuz oluyor. Aslında Makyevel'i tanımıyoruz, solist falan sanırken bir kaç gün önce Nurşen teyzem söyledi bir düşünür olduğunu...

Yaşıyoruz ya bu bize yetiyor. Hiçbir şeyi de umursamıyoruz. Mesela ben öncelikle sevgilide ten uyumu değil koltuk altı kokusuna bakıyorum. Çok içten gelen ve sevgili ile bütünleşen inanılmaz aforizmatik bir yanı var. Bunun hiçbir deodorantla falan ölçülemeyen emsalsiz çekici bir yanı... Değirmen taşı kıvamındaki arkadaşım ise eline, gözüne falan bakmaya devam ediyor. Çünkü bilmiyor daha doğrusu bilmeyi dahi öğrenebilmiş değil.

Kısaca Makyevel'i çok seviyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder