vol 1.

Sevgili dostum Doğan,

Oturabilmek için savaşan insanlar vardı; ayakta kalanlar ve ayakta olanlar. Kimileriyse oturuyor ve izliyordu. Çünkü biliyorlardı; orada oturabilmenin tek yolu buydu.

On beşinci yüzyılda yaşamak ve Amerika’ya giden ilk geminin içinde olmayı hayal ettiğim olur bazen. O zamanlarda, öncesinde ya da –yakın bir dönem için. – sonrasında, hayat insanlara büyük fırsatlar sunuyordu. Seni görebilen, geçmişini ve geleceğini bilen ve yaptığın her şeyden dolayı hesap vermek zorunda olduğun –o da inanıyorsan– tek bir tanrı vardı. Bir sihirbaz olup geçmişini yok edebiliyor ya da tanrı olup hiç var olmamış bir geleceği kazanabiliyordun. Oysa şimdi izafi bir tanrı değil, neredeyse tüm zihinlerce kabul gören, binlerce, hatta milyonlarca tanrı var. Sana yazdığım bu mektubu, söylediklerimi, ya da yüksek bir ihtimalle soğuktan titreyen parmaklarımı gören, başka, sınırlı bir güce sahip ve seni sahip olduğu bu güçle çıkarlarına aykırı düştüğün takdirde istediği şekilde yargılayabilecek küçük tanrıların olduğu bir dünyada yaşıyor ve büyüyemeden yaşlanıyoruz. Korkuyorum. Ya sen sevgili dostum, sen korkuyor musun?

Geçmişinden pişmanlık duyan, geleceğiniyse göremeyen, kaybetmiş bir adam gibi hissediyordum. Ölmek istediğim zamanlar oldu ve çevremdekilerin bu isteğimi gülümseyerek karşıladığı zamanlar. Üzülenler de oldu; gittiğim takdirde, hiçbir şey kaybetmeyecek olanlar. Gerçek dostlar ve “dostum” dediğim, ama hiçbir zaman dost olmayı başaramadığım insanlar.

Ölemiyordum. Ölüm beni istemiyordu, tıpkı hayatın da istemediği gibi. Güçsüzdüm, ama savaşmak gerektiğinin de farkındaydım. Düşmüştüm ve etrafımda kalkmam için uzatılan tek bir el bile yoktu. Ayaklarımı fark ettim, ellerimi ve sahip olduğum her ne varsa, onları. Yerimden kalktım. O günden sonra hiç düşmeyeceğini sanan, düşse dahi daha sağlam bir şekilde ayağa kalkabileceğine inanan, ya da günün birinde dünyanın en muhteşem düşüşünü yaşayacağına kendisini şartlandırmış, gerçek bir adam gibi. Ama gerçek bir adam olmak, bir çocuğun mutluluğunu bana sağlayabilir miydi? Bilmiyordum. Hiç bilemedim.

Rüzgâra karşı koydukça, yükselmeyi ve ihtişamını yüceltmeyi başarabilmiş tüm dostlarıma ve öncelikle sana;

Tüm iyi dileklerimle; sevgiyle ve sağlıcakla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder