Çürük Yumurta

Kendisi için en değerli nesnenin ne olduğunu bulmaya çalışıyordu kendi ekseni etrafında dönerek odasını inceleyen küçük Tosar. Belliydi kafasının karışık olduğu, ama gözlerindeki umut müşfikçe saklıyordu o karartıyı ardına. Saati göz kırptı o an miniğe ve kitaplığının başköşesine götürdü onu küçük patikleri. Eline aldığında saatini, sanki babasına dokunuyormuş gibi hüzünle doldu çocuk kalbi. “Acaba” dedi içinden, “yoksa saatim mi benim en değerli nesnem?” “Hayır” demesine yetti simli küçük kırmızı kalemi, kız kardeşi kokuyordu çünkü tepesindeki kirli silgisi. Üzgündü çocuk, oval masasının üzerindeki çiçeksiz ve kokusuz kaktüsüne anlattı derdini. Dinledi kaktüs ama kanattı çocuğun parmaksız ellerini. Akan kanla birlikte hatırladı Tosar annesinin son kez gördüğü solgun çehresini. Üzüldü ama devam etti nefes almaya; ne yapsın ki, yetmiyordu cennet hatlı otobüse binmeye cebindeki öğrenci bileti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder