Putlar İmparatorluğu: Bölüm 1

Gece saat dörtte uyandığında dışarıda hiç alışık olmadığı bir rüzgar sesi vardı. Gecenin ritmine alışmış vücudu bozulan düzeni hissetmiş ve acil uyarı sistemi gibi onu uyandırmıştı. Uyandığında işlerin yolunda gitmediğini hissetti. Uyuduğu süre müddetçe kabuslar görmüştü ve bu hiç normal değildi.

Uykunun verdiği uyuşuklukla yataktan kalkıp kalkmamak arasında gidip geldi. Aralık kalmış güneşliğin arkasından hiç alışık olmadığı bir ışık sızıyordu, bundan rahatsız oldu ve doğruldu. Yalpalaya yalpalaya camın yanına gitti ve gökyüzüne baktı, ay o gece çok güzel gözüküyordu. Sokak lambaları ve apartman ışıkları sönmüş, ay ışığının hükmetmesine izin vermişlerdi. Sokakta gökyüzüne ulaşmak istercesine kıpırdanan bir toz bulutu vardı. Mehmet manzaranın verdiği huzurla birlikte yatağa kendini bıraktı. Beyninde bir elektrik fırtınası vardı sanki. Olayları algılamaya başlayan beyni adrenalini artırmıştı. Küçüklüğünden beri çok korktuğunda elleri dirseğine kadar uyuşan Mehmet’in kolları yine uyuşmaya başlamıştı. Sırtı sırılsıklam bir şekilde yatağında doğruldu. Aklına bir çengel takılıp kalmıştı.


‘’Benim odamdan ay gözükmez ki?’’


Mehmet’in oturduğu bina yüksek apartmanlarla çevriliydi. Bırakın ay ışığını, öğlen saatleri dışında odasına güneş ışığı bile giremezdi.

Bütün korkularına rağmen Mehmet cama doğru koştu, gözlerini ovuşturup ovuşturup tekrar baktı dışarıya. Yanılmıyordu. Kendini tokatladı, defalarca yüzünü yıkadı ama hiçbir şey değişmiyordu. Sokağın karşısı olduğu gibi yıkılmıştı. Üstüne dolabından eline geçen ilk ceketi geçirdi ve odasından çıktı. Çıplak ayaklarına küfürler savura savura spor ayakkabılarını giydi. Bağcıkları bağlamaya üşenip ayakkabının içine soktu. Daireden çıktı ve merdivenlerden inmeye başladı.

Merdivenlerden inerken yukarı doğru çıkan birilerinin gölgesini gördü. Yangın merdiveni girişine saptı ve karanlık bir köşeye saklandı. Bu saklanma çabaları boşuna gitmişti. Karanlığın içinde üç kadın eliyle koymuş gibi Mehmet’i buldular. Bir tane karın boşluğuna tekme geçirdiler ve onun ne tepki vereceğini beklercesine durakladılar. Mehmet boğuk öksürüklerin arasından zar zor konuşabildi.

‘’Benden ne İstiyorsunuz?’’

Liderleri konumundaki kadın çizmesinin topuğuyla sol böbreğinin üstüne vurdu. Kadın konuşmaya başladığında Mehmet sadece ne olduğu anlaşılmayan fısıltılar duyuyordu.

‘’Kutsal kadının yüce adaletinde hesap vereceksin!’’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder