Her işi el yordamıyla yapan insanlar var ve ben onlardan tırsıyorum. Beyin gücüyle ve düşünmeyi öğrenerek kaşık çatal bükebilmek şöyle dursun, ben sadece düşünerek bazı şeylerin yanımda kalmasına bile razı olmuş durumdayım.
Sadece öylece bakarak keyif aldığım bir insanın çevremde soluk alışı bana yeterken, yanına yaklaşan birinin elinden tutarak onla uzaklaşması haliyle bünyemde infial yaratabiliyor. Sadece yanında kalmasına bile bu denli değer atfettiğim insanlara sahip olmayı geçtim, hep onların başkalarının güdümünde bir şeylere yöneliyor oluşu da fazlasıyla moralimi bozmuyor değil.
Mesela... Ben de bir barda gözüne kestirdiği birinin sarhoş olmasını bekleyip, son hamleyle onu yatağa atma planları yapan kafanın; pervasız rahatlığına sahip olmak istiyorum belki. Belki de "özledim özledim" diye götümü yırtarken, yanıbaşımda dururken gidip konuşmaya cesaret etmenin rahatlığını taşımak istiyorum. Tanımadığım insanlara dokunma isteğini dizginlemek istiyorum kimbilir? Ya da bi köşede bekleyip gelen geçenlere bakıp kendi yalanmışlıklarıma dair benzerlikler kurmaya çalışıyorumdur.
"Yanındaki ben olmalıydım" birikmişliği ile çevremdekileri süzerken, sadece düşündüklerimi kusacak birinin olmayışı ile bulanan midemi bastırıyorum belki de. Önce gelen götürüyor ve hep zamanında birileri tarafından sahiplenilen şeylerin yeni olanı kabullenmeyişi, beni benden alıp nerelere götürecek hiç bilemiyorum. "Azıcık da beni sevsene lan!" diyemeyişimi sikeyim, bana bir şey olmasın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder