Evlerine gittik ve bir film izledik. Masumiyet’ti. Ben defalarca kez izlemiştim ama onun ilk izleyişiydi. İnanmazsınız, filmin üç ayrı yerinde, dakikalarca ağladı. Bunlardan biri de sonuydu ve onu susturmam için becermem gerekti. Aslına bakarsanız o gün niyetimiz sevişmek değil, sadece bir şeyler izlemek ve duygusal bir yakınlık kurmaktı ama ne zaman böyle bir niyetle o eve gitsek, hep sevişirdik. Siktiğimin evinde sevişmediğimiz tek bir gün bile olmamıştı. Ama diyorum ya sizlere, planımız bu değildi ve bu yüzden yanımda tek bir kondom bile yoktu. Böyle durumlarda genellikle karnına, göğüslerine, arkasına, ne bileyim içi dışında bulabildiğim herhangi bir yerine boşalırdım ama o sefer yaptığımız şey fazla tatlı gelmiş olmalıydı ki içine boşalmaktan kendimi alıkoyamamıştım. Başta pek önemsemedik. Birkaç saniye sonrasında yüzümdeki terler yüzüne boşalırken, gözlerine baktım ve gülümsedim. Dediğim gibi rahattık. Nasıl rahattık bilmiyorum. Ben takıntılı ve korkak bir gençtim ve onun da bu konularda havai, bohem bir kız olduğunu söyleyemem sizlere. Sanırım deneyimlerimizin doğurduğu bir sonuçtu bu, çünkü aynı şey iki-üç sefer daha başımıza gelmişti ve hiçbirinde herhangi bir tehlike oluşmamıştı. Kalktım üzerinden ve odanın bir köşesine fırlattığım külotumu altıma geçirdim; şu hiçbir cazibesi olmayan, kısa ve beyaz dede külotlarından hani. Çünkü rahattı onlar ve bir kızla birkaç kez sevişmişmişsem, yani beni tanımışsa, mutlaka onlardan giyerdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder