Hani bazı şarkılar olur ya; sen dinlersin, sen seversin, daha kimse bilmeden. Her ritminde başka bir ruh hali yakalar, hiç bırakmak istemezsin. Elinden kayacak gibi oldu mu başka bir nota yetişir imdadına. Sonlu ezginin sonsuz ahengi öyle bir çarpar ki, aptala döner, kendini kaybedersin. Sonra bir gün olur; uyanırsın. İlk bakışta, her şey aynıdır. Hayatına olduğu gibi devam ederken hafif düzeyde farklılıklar sezersin. Sadece "senin" beyninin içinde çalması gereken bir kaç nota, çoktan başka bireylerce ele geçirilmiş, klonlanmış ve tüm topluma dağıtılmıştır. Bir dizi jeneriği, sıradan bir piyasa filmi, 2 sene 3 ay sonra batacak küçük ölçekli bir şirketin deneysel reklam filmi. Bu tarz olumsuz şartlar sayesinde şarkının 'sadece' sana verdiğini düşündüğün hazzı, başkalarının da aldığını hissedersin.
Tam o an girilen kaotik psikoloji -kıskançlık, nefret, sinir, hayal kırıklığı- var ya, tüm dünya yıkımlarını başlatan hissiyat ile büyük paralellikler gösteriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder